Wednesday, February 29, 2012

Rebellious Elegance




stefano_pilati002


Stefano Pilati, 2004'ten beri kreatif direktörlüğünü yaptığı Yves Saint Laurent'tan, moda dünyasını bir sonraki büyük adımıyla ilgili merakta bırakarak ayrıldı. Marka için tasarladığı son koleksiyon 5 Mart'ta Paris Moda Haftasında podyuma çıkacak. 

Büyük tasarım atölyeleriyle -Giorgio Armani, Prada, Miu Miu- çalışmış olan Pilati, moda tarihinde şüphesiz kalıcı imzasını bıraktı. Şimdi ise, YSL başka bir etkileyici isimle yoluna devam ederken, şu soru kafaları kurcalıyor; Pilati ve kariyerini gelecekte ne bekliyor?  


Stefano Pilati, the creative director of the legendary Yves Saint Laurent since 2004 left his position has left the fashion world in wonder about his next big move. His final debut will be held in Paris Fashion Week on March 5.

Having worked with one of the biggest design houses -Giorgio Armani, Prada, Miu Miu- Pilati no doubt left his permanent signature in fashion history. The question arises as YSL moves on with yet another impressive designer; what awaits Pilati in his future career?






Sunday, February 26, 2012

Lillian Bassman: A Century of Fashion Photography




Kameranın arkasındaki kadın. Nadirdir moda fotoğrafçılığı söz konusu olduğunda görüntülerin yaratıcısını tanımamız. 94 yaşında kaybettiğimiz Lillian Bassman Deklanşörün üstündeki parmaktan fazlasıydı. Eski bir dansçı olarak, kadın vücudunu anlıyor ve eserlerinde ustalıkla işliyordu. 

70'lerin başında reklam ve satış amacı güden fotoğrafçılıktan soyut, sanatsal bir çizgide ilerlemeye başladı. Eski negatiflerinin yeniden keşfedilmesine kadar Bassman'ın gençlik yıllarına ait eserleri gözden uzak kaldı. Karanlık odadaki özgün tekniği ve vizyonu onu sadece Harper's Bazaar'ın değil, her sanat severin aklına kazıdı.


The woman behind the camera. We seldom know about the creator of the images when it comes to fashion photography. Lillian Bassman, died at the 94 was more than the finger over the shutter button. As a former dancer, she appreciated the female body and celebrated it in her work.

In the early 70's she made a huge leap from commercial to abstract fine art photography. It was until the discoveration of the old negatives that Bassman's early work remained out of sight. Her distinctive technique in the dark room and vision marked her not only on the pages of Harper's Bazaar but in the memory of every art enthusiast. 






Thursday, February 23, 2012

Jalouse Much?

Überhavalıhipsterfıstığın hayatında bir başka gün - Jalouse dergisinin reklamını yaparken.
Büyütülecek bir şey değil.

Just another day in the life of a supercoolhipsterchick - advertising the magazine Jalouse.
No big deal.





Fok





Moda haftalarının monotonluğundan bizi bir süreliğine hayal dünyasına taşıyan Moncler defilesi göz alıcıydı! Frank Sinatra'nın efsanevi New York New York şarkısı eşliğinde buzda süzülen baştan aşağı beyaz giymiş 150 patenci defilelerin podyum ile sınırlandırılamayacağını gösterdiler.


The Moncler show that drifted the audience away from the monotony of the fashion weeks to a dream land was spectacular! Floating on ice to the legendary New York New York by Frank Sinatra, the 150 ice skaters all dressed in white proved to us runway shows can't be limited to catwalks.







Tuesday, February 21, 2012

Simply Underage


1 ve 2: Olivia Hardin
3 ve 4: Thairine Garcia

Skandallar New York'un vazgeçilmezi; bu durumda moda haftasının da bir istisna olması imkansız.

Daha bu sene Amerikan Moda Tasarımcıları Konseyi defilelere 16 yaş altı modellerin çıkarılmasını yasaklamıştı ki Marc Jacobs kendisini bu engelin çekiciliğinden alıkoyamadı. Thairine Garcia ve Ondria Hardin koleksiyonu gururla sırtlarında taşıdılar. Aynı zamanda konseyin yönetim kurulu üyesi olan Marc Jacobs ise "Aileleri izin verdiyse aksini uygulamakta bir sakınca görmüyorum." demekle yetindi.
Gerçi kocaman şapkaların altında, yüzleri bile gözükmeden yürüyen değil modeller, salon görevlilerinden biri bile olsa kimsenin ruhu duymazdı.
Öyleyse gerçekten değer mi bu tavra?


Scandals are a New York-must and the latest New York Fashion Week couldn't keep its hands away from dirt. 


Just as the CFDA had banned the 16-under models on the runway, Marc Jacobs couldn't help break the rules. Thairine Garcia and Ondria Hardin carried the collection with pride. Marc Jacobs, as a member of the board, made the statement ''If their parents are willing to let them do a show, I don’t see any reason that it should be me who tells them that they can’t.''
Although the staff could as well be mistaken with models in disguise under huge hats. 
So is this attitude really worth it?

The Gap

1: Lindsey Wixson
2 Georgia May Jagger
3: Ashley Smith

Gülümseyen modellerden bahsetmişken, 
Boşluk.
İki diş arasında ne kadar değerli olabilirdi ki?
Bundan sadece birkaç yıl önce koşa koşa dişçiye gidip kapattırmaya çalıştığımız o,
Boşluk.

Belki de her şey gibi ölçüsü bilinmesi gereken bir durum.


Speaking of smiling models, 
The gap.
How valuable can it get between two teeth?
Only a few years ago, rushing to the dentist trying to cover up,
The gap.


Maybe like all else, soemthing to use wisely.

Show Me Your Teeth



Artık İstanbul Moda Haftası'nı bir kenara bırakmanın zamanı gelmişti.


Podyumda donuk, suratsız modeller görmeye oldukça alışığızdır. Nasıl olsa mankenin görevi sadece bir askı olmaktan ibarettir diye düşünür, bu ifadesizliği hiç sorgulamayız. Ama bu genellemenin aksine New York Moda Haftası'ndaki defilesinde Anna Sui, modellerini mutlu etmiş olmalı. 
Neden olmasın?


It was time to leave IFW aside. 


We are used to seeing models with long faces on the runway, thinking that a model's sole purpose is being the hanger and never question this expression. Despite this common tradition, at the latest New York Fashion Week, Anna Sui must have made them happy.
Why not?

IFW 2012/ Finale

1: Atıl Kutoğlu defilesi saat 8.40
2: Tolga Turan tasarımları
3: Ana Beatriz Barros (adl& Cengiz Abazoğlu)

Böyle bir organizasyonun düzenlenmesi başta beni çok heyecanlandırdı. İstanbul gibi kozmopolit bir şehrin zaman içinde bir Milano, bir Londra olacağına inanmıştım. Ama her sene gözlemlediğim gerileyiş bu fikrin aklımdan silinip gitmesine neden oldu çünkü  İstanbul'da Moda Haftası sektöre hizmet etmekten çıkıp insanların kendilerini gösterdiği bir şova dönüştü.


IFW 2012 Enleri:
En heyecanlı defile hazırlığı: Atıl Kutoğlu
En başarılı defile: Tuba Benian
En büyük hayal kırıklığı: Erol Albayrak
En iyi erkek tasarımcısı: Tolga Turan
En olmayan: Berinza
En sevimli ünlü: Elizabeth Jagger
En dikkat çeken isim: Ana Beatriz Barros (adl& Cengiz Abazoğlu)

En iyi defile müziği: The Rescues- Can't Stand the Rain (Tuba Benian)

The organization of this event had really excited me at first. I had faith in the transformation of a cosmopolitan city like İstanbul into a Milan, or a London. But the receding I observe year after year erased this dream that I once had because instead of  serving the sector, Fashion Week in İstanbul turned into a show of self-publicity.


IFW 2012 Most's:
Most exciting backstage: Atıl Kutoğlu
Most successful show: Tuba Benian 
Most disappointing: Erol Albayrak
Most accomplished menswear: Tolga Turan
Most unsatisfactory: Berinza
Most adorable celebrity: Elizabeth Jagger
Most outstanding name: Ana Beatriz Barros (adl& Cengiz Abazoğlu)
Most enchanting soundtrack: The Rescues- Can't Stand the Rain (Tuba Benian)



Ve son olarak, tasarımcılar lütfen ayakkabılara biraz saygı gösterin. Parçaların tek başlarına duruşlarından çok bütün bir güzelliğe gidilmesi şart.

And finally, designers please pay more respect to shoes. It's not the individual pieces but the overall appearance that matters. 

IFW 2012/ Geri Gelecek



Nejla Güvenç’in değişik kumaşları işleyerek ortaya çıkardığı final görüntüsünün çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Kiremit kırmızı bu sezonun rengi olsa da koleksiyonda genel bir tutukluk vardı ve finalde basit bir görüntünün ilerisine gidilemedi.

I can't say the final look Nejla Güvenç had put together by using different fabrics was a success. Even though brick red was smart choice, there was a certain stiffness to the collection and overall could not go any further than a simple look.  







Avva firması birkaç yıldır Moda Haftası’nda kendini gösteriyor. Tasarımlarında cesur davranmaktan kaçınsalar da ortaya çıkarılan parçalar, erkek giyiminin tek düzeliğine bir mesafede durduğundan genel olarak başarılı.


The retailer Avva has been making an apperance at Istanbul Fashion Week for the last few years. They refrain from bold and risky pieces but overall, for standing at a distance from the same old menswear can be said is satisfactory.




Gece mavisinin önümüzdeki kış da çokça görüleceğinin önemli bir kanıtıydı Mehtap Elaidi defilesi. 40'lı yılların savaş kadınının ciddi görüntüsüne rağmen; kullandığı desenlerle koleksiyonunda neşeyi yakalayabilmişti.

The Mehtap Elaidi show stood as a proof to the permanence of the parliment blue in the following season. Despite the cold and serious portrait of the 40's post-war woman, the designer could catch a glimpse of joy in her collection with patterns.









Erkek modası çoğu zaman Türkiye'de kısır bir döngünün dışına çıkamaz. Giovane G. markası da bu döngüden kendini kurtaramamış ve sadece satış kaygısı içeren parçalardan ileriye gidememiş.



Menswear in Turkey usually gets stuck in a dead end. The retailer Giovane G. too could not save itself from this road and the result was strategic marketing pieces. 

Thursday, February 16, 2012

IFW 2012/ Devam Edecek



Erol Albayrak gibi modaya yıllarını vermiş bir tasarımcının beni bu kadar hayal kırıklığına uğratacağı aklıma gelmezdi. Tüm koleksiyon bir vintage store'dan toplanmış gibiydi, üstelik hiçbir parça güzel kombine edilememişti. Son 50 yılın moda akımlarının bir araya getirildiği izlenimini veren tasarımlar hiçbir bütünlük oluşturmuyordu. Ayakkabılar ise bağışlanmış gibiydi.

I would never imagine a valuable designer who has devoted years to fashion letting me down. It felt like Erol Albayrak had a collection gathered from a vintage store. The styling was terrible and the designs that seemed to have been a recollection of fashion movements of the last 50 years, did not compose any kind of unity.





1 ve 2: Ali Bayramoğlu
3 ve 4: Gülcan Ardıç
5 ve 6: Tolga Turan


Arzu Kaprol'ün genç tasarımcılara destek olup onlara moda haftasında yer vermesi çok ince bir davranıştı. Tolga Turan hariç diğer tasarımcıların koleksiyonlarını işlevsel bulmadım açıkçası. Kendisi, ileride Türkiye'de büyük bir eksik olan erkek modasına yön vereceğe benziyor.

It was kind of Arzu Kaprol to have supported seven up and coming designers and give them a chance of appearance in Fashion Week. I personally did not find the designs other than of Tolga Turan's functional. He might as well be the leading name of the future in menswear.



Cengiz Abazoğlu beni hayal kırıklığına uğratan bir diğer isimdi. Kalp teması kadar kadınları aşağılayan başka bir sembol olamazdı herhalde. Gerçi adl firması, cüretkâr tasarımların içinde Ana Beatriz Barros'u defileye çıkararak elde etmek istediği ilgiyi toplamıştır.

The other disappointing designer was Cengiz Abazoğlu. There is probably no other theme more demeaning than the heart symbol. Although the retailer adl must have found the publicity seeked by putting up famous Ana Beatriz Barros the Victoria Secret model.


IFW 2012/ Tam Gaz


Çoğunlukla asaletin rengi siyah ve saflığın rengi beyazı tercih eden Nihan Peker’in defilesinin minimalist yapısı moda haftası boyunca gördüğüm diğer koleksiyonlardan oldukça farklıydı. Gerçi, Nihan Peker'in bu durumu doğru kullanabildiğini düşünmüyorum çünkü sunulan parçalar oldukça sıradanlardı.

As a designer who chooses black, the color of nobility and white innocence, Nihan Peker differed from the other designers with her minimalist approach. However I don't believe she took advantage of this choice for the pieces presented were mediocre at best.  





Konseptli bir şov hazırlayan Tuba Benian, sıradan defilelere göre ciddi bir farklılık yarattı. Koleksiyonu, açılışı yapan anne-kız meleklere karşı fazlasıyla gotik ve viktoryendi ancak bu ikilem çok güzel işlenmişti. Son olarak podyuma çıkan gece mavisi elbise tüm parçaları bir birine bağlayıcı nitelikteydi. Defile saçları ise mükemmeldi.

By preparing a thematic show, Tuba Benian made a difference compared to the ordinary ones. The collection, in contrast to the mother-daughter angels opening the show was extremely gothic and victorian but fortunately this paradox was mind blowing. The blue closing gown was the interconnecting piece. Models' hair were fantastic.





Diğer tasarımcıların aksine Beste Gürel daha çok yazın tercih edilen pastel tonları işlemişti. Parçalar günlük olarak rahatlıkla giyilebilecek tarzda da olsa koleksiyonun çok özel oluğunu söyleyemeyeceğim.

Unlike the other designers, Beste Gürel had chosen more of pastel tones usually prefered in the summer. Even though the pieces made outfits wearable on a daily basis, the collection did not appear particularly special.


Beni biraz hayal kırıklığına uğratan tasarımcılardandı Simay Bülbül. Genelde deriyi çok iyi işlese de bu koleksiyonuna o kadar özenmemişti sanki. Ancak yine de Keriman Halis'e adadığı defilesini oldukça özeldi. Yalnız ayakkabılar büyük bir kusurdu çünkü o asil beyaz elbiselerin altında simsiyah topuklular fazlasıyla kaba duruyorlardı.

Simay Bülbül was one of the disappointing designers during the week.She constructs leather fairly well but this time the collection had fallen flat. Nevertheless the show dedicated to Keriman Halis was still special. The black pumps were a huge problem that looked just vulgar under the elegant white gowns.